Son isteği hakkındaki iddialar
Deniz Gezmiş ve diğerlerinin idam edilmeden önce son istekleri üzerine farklı iddialar vardır:
Örneğin; Deniz Gezmiş'in
Joaquín Rodrigo'nun
Aranjuez konçertosunu (muhtemelen
Adagio'sunu) dinlemek ve bir bardak demli çay içmek istediği söylenir. Yazar
Erdal Öz'ün Gezmiş'le yaptığı görüşmelerde tuttuğu ve
Gülünün Solduğu Akşam eserinde bulunan notlara göre Gezmiş idamını bu şekilde düşünmüştür.
[4] Fakat yine aynı eserde bulunan notlara göre
avukatının anlattığı idam anında bu istek geçmemektedir.
Bir başka iddiada ise son isteği sorulduğunda idamını kendi gerçekleştirmek istemiş ve tam idam edileceği sırada altındaki tabureyi kendi itmiştir. Öz'ün eserindeki avukat notlarında bu da geçmemektedir. Aksine son sözleri olan "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği ve bağımsızlık mücadelesi!! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!" şeklinde bağırırken taburesine vurulmuş ve "emperyalizm" kelimesinin 'izm'ini söyleyemediği kaydedilmiştir. Yalnız Hüseyin İnan'ın kendi taburesini tekmelediği belirtilmektedir.[5]
Bir başka iddiada ise idam edilecek olan diğer iki arkadaşıyla vedalaşmak istediği söylenir.
Hoşçakal Yarın filminde de böyle gösterilmektedir. Fakat bu istek aslında Gezmiş'in değil Yusuf Aslan'ındır.
[6]
İdam kementi boynundan geçirilirken, hücresinden alınıp apar topar darağacına götürülürken giymesine izin verilmeyen botlarının askerlere bırakılmamasını, ailesinden birinin almasını istediği doğru değildir. İdama giderken postalları ayaklarındadır, sadece bağcıklarını bağlamaya fırsatı olmamış, ve idamdan önce asıldığında ayaklarından düşmesin diye görevlilerden birine bağlatmıştır. Yalnız parkasını giyememiş ve onun babasına verilmesini istemiştir.[7]
Öz'ün eserindeki avukat notlarına göre, Gezmiş'in son istekleri, avukatlarının idamı gözlemleyip sonraki kuşaklara "doğru" anlatmaları, cezaevindeki devrimci arkadaşlarını onun adına "tek tek öpmeleri", 1969'da öldürülen devrimci arkadaşları Mustafa Taylan Özgür'ün yanına gömülmeleri ve cezaevindeki parkasının ailesine verilmesi olmuştur.[8]Ama ne yazık ki onun bu son isteği de kabul edilmemiştir...